Şerefname – Bölüm 4

II) BÜYÜK LORİSTAN AŞİRETLERİ (BÜYÜK LORLAR)
Bunlar, Büyük Loristan beyliğindeki aşiretlerdir.
W. Barthold, Büyük Luristan’ın 12.-15. yüzyıllar arasında Hazaraspiler Hanedanlığı tarafından yönetildiğine işaret eder. O’nun “Hazaraspiler” dedikleri Şerefname’nin Fadlawiler’idir. Bu dönemde ülke Luristan, halkı Lurlar olarak bilinir. Nitekim, 13’üncü yüzyılda Yakut, Lur/Lurr adını Huzistan ile Isfahan arasındaki dağlarda yaşayan “Kurd” aşiretlerini kastedecek biçimde kullanır. Onların bulunduğu bu toprakları da Luristan olarak tanımlar (Aktaran: Minorsky, Kürtler, EI).
10/11. ve 15. yüzyıllar arasında Lurlar’ın adıyla Luristan olarak bilinen bu topraklar, daha doğrusu Büyük Luristan, Safeviler döneminde, yani 16.-18. yüzyıllar arasında Bahtiyariler’in yönetimine girdi. Bu nedenle Safeviler peryodu boyunca bu aynı topraklar bu kez “Bahtiyari ülkesi“, halkı da “Bahtiyariler“ diye bilindi.
Şerefname’nin kaydına göre 1107’de Suriye’den Büyük Loristan’a başlarında Fadlawi evi veya aşiretinin bulunduğu bir göç yaşandı. Loristan’ı işgal eden bu ev/aşiret, 1156’da Büyük Loristan’da bağımsız bir beylik oluşturdu. Bu, Fadlawiler veya Hazaraspiler diye bilinen hanedanlıktır. Yine Şerefname’ye göre, Fadlawi beylerinden Hezar Esp döneminde, yani 13’üncü yüzyıl başında, Suriye’den Büyük Loristan’a 29 aşireti içeren bir göç daha yaşandı.
Bu göçle gelen aşiretlerin adları şöyle veriliyor:
Isterki
Memakoy
Bextiyari: Bahtiyari, Minorsky’de “Muhtari” diye de tercüme edilir.
Akili
Haşimi kabilesi: Minorsky’ye göre bir Arap aşiretidir bu.
Cıwanki: Civanki, Minorsky’de Marasili diye de verilir.
Bedaniyan
Zamedyan
Alani
Lotond
Betond
Bevazki
Şenund
Raki
Haki
Haruni
Eşki
Koyi
Liravi
Muyi
Behsefvi
Kemankesi
Memasti: Minorsky, bu adı Mamasani diye yorumlar.
Omeki
Terabi
Kedavi
Medihe
Ekurd
Kurlad
(Bk. Şerefname, s. 38-39).
Bu bilgilere göre Bahtiyar aşiretinin Suriye’den Loristan’a göçü Hezar Esp (ölm. 1258) dönemine, yani 13’üncü yüzyılın ilk yarısına rastlamaktadır. Bazı kaynaklar bu göçün başlangıcını 10’uncu yüzyıla yerleştirir. Lorlar’la aralarındaki dil bağı ve yerleştikleri toprakların daha eskiden Lurlar’ın adıyla bilinmiş olması nedeniyle, Bahtiyariler de dahil yukarıdaki aşiretlerin tümü 15’inci yüzyıla kadar “Büyük Lurlar“ adıyla tanınmış, Lurlar’la birlikte, başka deyişle onların bir parçası veya kolu/kabilesi gibi tasnif edilmişlerdir. Kısacası gerçekte farklı aşiretlerin ve ırkların kombinasyonu olan bir karışım, bir dönem Lurlar diye bilinirken, bir başka dönem Bahtiyariler olarak bilinmiştir.
Büyük Loristan, Şerefname’nin yazıldığı tarihte (1597) ve tüm Safeviler peryodunda etrafına “Goran aşiretleri”ni de toplamış bulunan Bahtiyariler tarafından yönetilmektedir. Safeviler sonrasında, Nadir Şah ve Kerim Han dönemlerinde ise, Loristan (Bahtiyari Ülkesi)’nda bu kez Lekler’in öne çıktığına işaret eden ipuçları vardır.
Edmonds, Lurlar ile Lekler’in farklı olduklarına işaret eder.
LORLAR’IN DÖRT ŞUBESİ
Tarihte belirli etnik adların stok adı gibi kullanıldığı dönemler vardır. Açık ki, “Kürt“ adının da bu anlamda kullanıldığı olmuştur. Şerefname Kürtler’in dört kolundan sözederken, bizim düşüncemize göre, gerçekte bir ırklar/kavimler toplamına işaret etmekte, çeşitli nedenlerle henüz tam olarak kaynaşamamış sorunlu bir karışımı oluşturan ana etnik öğeleri saymış olmaktadır. Çeşitli aşiretlerin ve ırkların yaşadığı Kafkasya’da da bunu görürüz. Kafkas halklarından bazılarının adları belirli dönemler için stok adı gibi kullanılmıştır. Ama stok adı gibi kullanılan bu adlar hep aynı kalmamış, çağdan çağa farklılaşmıştır. Benzer bir durum Pontus ve Kolkis (Lazistan) için sözkonusudur. Lorlar’ın adının da stok adı olarak kullanıldığı olmuştur. Nitekim kaynaklarda, tıpkı Kürtler gibi, Lorlar’ın da dört şubesinden sözedilir ve bunlar aşağıdaki gibi sayılırlar:
1) MAMASANİLER (MAMASANİ KONFEDERASYONU)
Mamasani grubu veya konfederasyonundaki 4 ana aşiret şöyle sayılmaktadır:
Bakaş
Cawi/Cawidi
Duşmanziyari
Rustami
Mamasani grubu, Fars ile Huzistan arasındaki vadiler boyunda yerleşikti.
2) KUHGİLU
Bu grup üç büyük aşireti kapsıyordu:
Akacan
Bawi
Caki
Bunlardan Caki, saf bir Lur aşiretiydi. Akacani ise, Minorsky’ye göre “eski bir Türk aşireti” olan Ağaçeriler’dir. Ağaçeriler’in 9 klanı arasında Afşar, Begdili, Çağatay ve Karabağlı da varlardı.
3) BAHTİYARİ
Bahtiyariler adıyla bilinen bu grup iki ana koldan oluşuyordu:
Char-Lang: Bu ad altında toplanan 24 kabilenin en önemlisiydi.
Haft-Lang: Bu ad altında toplanan 55 kabilenin en önde geleniydi.
Bahtiyariler arasında sayılan aşağıdaki aşiretlerin Lur ve Arap unsurlar oldukları kayddedilir:
Mowri
Taliki
Bawadi
Gandali
Çarburi (Carburi)
Mirzawand
Livissi
Kuteki
vd.
4) ASIL LURLAR
Bu gruba dahil ana aşiretler şunlardı:
Tarhan
Dilfan
Silsila
Bala-giriva
Asıl Lor (Küçük Lor) grubu, Piş-Kuh ve Puşt-i Kuh’ta yerleşikti.
”Lurlar” denince yukarıda sayılan dört grup, yani Mamasaniler, Kuhgilular, Bahtiyariler ve Asıl Lurlar (Küçük Lurlar) anlaşılıyordu. Bu dört grubun Lur adı altında sınıflandırılmasındaki esas kriter, bazı araştırmacılara göre dil akrabalığıdır. Ama inanç faktörü de bence önemli rol oynamaktadır. Çünkü örneğin Loristan’da Lurlar ve Bahtiyariler arasında kaynakların pek isabetli olmayan bir kavramla “aşırı Şiilik” dediği İsmaililik, Hurufilik vd gibi akımlar etkindi. Goranlar ile Lekler’in büyük çoğunluğu Ehl-i Hak’tı. Seyitleri kırmızı türban takardı.
Minorsky, Batı İran’ın İrani diller konuşan aşiretlerini 3 başlık altında toplamaktadır: Lurlar (yukarıdaki tüm şubeleri buna dahildir), Goranlar ve Kürtler (Bkz. Minorsky, The Tribes of Western İran)..
LORİSTAN’DA LEK AŞİRETLERİ
Luristan’da başka aşiretler de vardı. Bunlar arasından özellikle Lak/Lek aşiretleri anılmaya değer.
Edmonds, Lurlar ile Lekler’in farklı olduklarına işaret eder.
Lekler; Kafkasya, Pontus, Kolkis, Dersim (Kığı ve diğer yerlerde), Ermenistan, Rum (Anadolu), Kıbrıs ve Balkanlar’da da varlardı.
Lekler’in yayılması hakkında bir fikir vermek için Cevdet Türkay’ın yayınladığı Osmanlı kayıtlarından ayıkladığım verileri aktarmam gerekecek.
Bu kayıtlarda onlardan “Çorum Kürdü Nâm-ı Diğer Ekrâd-ı Lek”, ama aynı zamanda “Türkmân Ekrâd-ı” veya “Türkmân Taifesinden“diye de sözedilmektedir.
Bu farklı tanımlamalardan da anlaşılacağı gibi, 17’inci ve 18’inci yüzyıllara ait bu kayıtlarda geçen “Kürd”, “Ekrâd” ve “Türkmân” sözcükleri etnik aidiyetten ziyade, başka özelliklere (yaşam tarzı vd gibi) referans gibi görünmektedir.
Burdaki “Çorum“ sözcüğünün o tarihteki anlamı üzerinde de düşünmek gerekir. Evliya Çelebi’de Çor-Rum olarak bölünen bu sözcüğün Rum Diyarı veya Rum Şehri gibi bir anlamda kullanılmış olması olasıdır. Bu kelimenin ilk kısmı olan Çor kelimesine Çapak-çur ve Kara-çor gibi adlarda da rastlıyoruz. Anlamı konusunda henüz net değilim. Sözcüklere yüklenen anlamların hep aynı kalmadığı, zamanla değiştiğini hatırlatmak zorundayım.
Sözünü ettiğim kayıtlarda Lek aşiretleri, bulundukları yerler ve mensup oldukları “taife”ler hakkındaki bütün bilgileri biraraya getirip aşağıda toplu halde veriyorum:
“Çorum, Çorumlu, Çorum Ekrâd-ı (Çorum Kürdü nâm-ı diğer Ekrâd-ı LEK) : Mardin Kazası (Diyarbekir Eyaleti), Çorum, Bozok, Kengıri, Sivas, Teke, Kilis sancakları, Ekrâd-ı Lek Çorum Kazası (Çorum Sancağı) – Konar Göçer Ekrâd Yörükanı Taifesinden”
“LAK Ekrâdı (Lek Ekrâdı, Lek Kürdü) : Karaman, Konya, Sultanönü Sancağı (Eskişehir), Niğde, Kayseriyye, Zamantı Kazası (Meraş), Harmancık (Kayseriyye civarı), Çorum ve Kırşehri sancakları, Çukurova – Göçebe Ekrâd Taifesinden”
“Lekvanik: Zülkadriye Kazası (Meraş Eyaleti), Adana Eyaleti – Konar Göçer Türkmân Ekrâd-ı Taifesinden”
“Ekrâd-ı Lek, nâm-ı diğer Çorum Kürdü, Ekrâd-ı Lekvanik: Çukurova, Çorum, Bozok, Sivas, Adana sancakları, Kırşehri Sancağı, Karaman Eyaleti – Konar Göçer Türkmân Ekrâdı Taifesinden”
“Lekahmed nâm-ı diğer Okçulu: Kiğı Kazası (Erzurum Sancağı)”
“Lek, Lek Ekrâdı: Çorum, Bozok, Rakka, Amid, Adana, İçel, Tarsus, Saruhan, Aydın, Meraş sancakları, İspir Kazası (Erzurum Sancağı), İskilip Kazası (Çorum Sancağı), Çukurova, Silifke Kazası (İçel Sancağı), Şabanözü Kazası (Kengiri Sancağı), Kozan Kazası (Meraş Eyaleti), Yenipazar Kazası (Bosna Eyaleti), Diyarbekir Eyaleti, Harmancık Mevkii (Kırşehri civarında) – Konar Göçer Türkmân Ekrâdı Taifesinden”
“Lekgücü: Diyarbekir Eyaleti – Türkmân Taifesinden. Lekgücü Cemaatı, Bozulus Aşiretindendir“.
“Lekvân, Lekvâni, Lekvanik (Lek ve İnk, Lekvanik Ekrâdı, Lek Evanik) : Çorum, Rakka, Kayseriyye, Niğde, Sis, Karaman, Meraş, Adana ve Aydın sancakları, Cezire-i Kıbrıs, Develi Kazası (Niğde Sancağı), Zamantı Kazası (Meraş Sancağı), Harmancık Mevkii (Develi Kazası’nda), Yahyâlu Kazası (Kayseriyye Sancağı), Anavurza Mevkii (Adana Sancağı) – Konar göçer Türkmân Ekrâdı Taifesinden”
“Lekvanik Cemâatı, Niğde Sancağı’ndaki Develi Kazası ve Kayseriyye kurbünde Harmancık ve Gezili nâm mahallerde sâkin olmuşlardır. Develi Kazası havalisinde yaylağa gelirlerdi. Rakka’ya iskanları ferman buyrulan Türkmân Cemaatındandır”.
“Akbaş Cemaatı (Akbaşlı, Akbaş Ekradı), Lekvanik Aşiretindendir”
(Kaynak: Cevdet Türkay, Başbakanlık Arşivi Belgelerine Göre Osmanlı İmparatorluğunda Oymak, Aşiret ve Cemaatlar, Tercüman Kaynak Eserler Serisi: 1).
Heredot, Kolkis ile Pontus içi ve çevresinde “Ligye”ler’den sözeder. Ünlü coğrafyacı Strabo, Lekler’e (“Lege”) İskit der. Robert Ellis, Lekler’in adıyla Likya (“Lycia”)’nın eski halklarından Lycii-ler’in adı arasındaki benzerliğe dikkat çeker. Ellis’in aktardığına göre, Tacitus, Yukarı Oder ve Vistula’da Lygiiler’den bahseder ve onların beş aşiretinin adını verir: Arii, Elysii, Manimi, Naharvali ve Helvecones.
Yine Ellis’in aktardığı bilgilere göre, Ossetler’in dilinde Lek (Lygii) adının karşılığı Lag veya Lezgi’dir.
Kısacası Lek ve Lezgi, bir ve aynı adın farklı dillerdeki şekilleridir.
Minorsky, Rusça’da tüm Dağıstan sakinlerine ayrımsız “Lezg-in” dendiğini, ama Arap coğrafyacılarının ve yerlilerin bu terimi yalnızca Güney Dağıstan aşiretleri için kullandıklarını yazar. Minorsky’nin yazdığına göre, 1926’da Lezgi dili/diyalekti kullanan 134.536 kişi vardı.
Bir dönem Şirvan kuzeyinde “Lakz Krallığı” vardı. Kafkasya’da Masqat’ın batısındaki dağlarda “Lakz” adı verilen aşiretler yerleşikti. Minorsky, Lakz adının Lak (Lag, Lek) ve orijin bildiren İrani sonek “ – z”den bileştiğini açıklar. Yerel dilde Lak (Lag), yine Minorsky’nin verdiği bilgiye göre, “adam”, “bir adam” anlamına geliyor.
Robert Ellis, Lezgiler’i bir Doğu-Kafkas ırkı olarak tanımlar ve antik Albania (modern Azerbaycan)’nın büyük bir bölümünde vaktiyle Lezgiler’in yaşadığına işaret eder. Strabo’ya göre, burada 26 dil konuşulurdu. En az bir düzine Lezgi diyalekti mevcuttu. Cambrıdge Ancient History’nin aktardığına göre Strabo’un Yunan kaynakları Sarmatlar (Sarmatae, Syrmatae, Sauromatae)’ın lideri/öncüsü olarak vatanı Azov Denizi civarında bulunan “Lazyge”ler adında güçlü bir aşireti anarlar.
Robert Ellis, Gürcüler’in Lezgiler’e “Lekhethi”, Ermeniler’in ise “Lêkeh” dediklerini aktarır. Onların antik zamanlardaki adlarının “Lege” veya “Lagae” olduğuna işaret ederek, bu adın kökünün büyük bir ihtimalle Ossetçe’deki “Lag” ya da “Lesgi Les” olduğunu düşünür ve bu kök sözcüğün “adam” (“man”) anlamına geldiğini kayddeder.
Evliya Çelebi, Trabzon’un bir adının da “Lezki Şehri” olduğunu yazmaktadır. Trabzon’un doğusunda “Gezgi” adında bir dağ bulunduğuna işaretle, bu dağın halkına “Gezgi kavmi” denildiğini not etmektedir. O’nun yazdığına göre “Gezgi” adındaki bu kavmin adı bazen yanlış şekilde “Lazki” veya “Laz kavmi” olarak söyleniyordu.
Kendisi de Lek ve Lezgi adlarının ayniyetine işaret eden Türk milliyetçisi Edip Yavuz, Kürtler arasında Lek diye bilinen “Lezgi (Lekzi)” lere Bizanslılar’ın “Laz (Lazik)” dediğini yazmaktadır. O’na göre Türkiye’de Çerkezler’e de “Lezgi” denilmektedir.
“Tarihte Kafkasya” kitabının yazarı General İsmail Berkok, Lezgiler içinde “JEL” ve “LEJ” adını taşıyan aşiret ve kabilelerin bulunduğunu, Lezgi adının da Jel/Lej adından geldiğini yazmaktadır. Jel ve Lej, Geliler’in adlarıyla ilişkili görünmektedir.