1960 Bitlis’li Göçebe Aşiretler

Bitlis’te 34. Piyade Alayı’nda göreve başladığım ilk günlerde, diyelim Nisan ayının ortalarında Bitlis’ten çok kalabalık grupların Tatvan’a doğru geçişlerine tanık oldum. Bunlar göçebe aşiretlerdi. Göçebe aşiretler Bitlis’in içinden geçiyorlardı. Alayın kıyısından, içinden Tatvan’a doğru yol alıyorlardı. Göçebelerin çok büyük sürüleri vardı. Eşyalar katırlara yüklenmişti. Sürüler çobanlarıyla birlikte insanların arkalarından geliyordu. Kadınlar, çocuklar, erkekler, çok kalabalık gruplar halinde, yürüyerek Bitlis’ten geçiyorlardı.
Göçebe aşiretlerle ilk defa karşılaşıyordum. Daha sonra onların göçebe Kürtler olduğunu, baharla birlikte kışlaklardan ayrılıp yaylalara doğru yol aldıklarını anlayacaktım. Göçebeler, Van Gölü çevresinde çeşitli yaylalara ulaşmaya çalışıyorlardı. Başhan’dan sonra, Rahva’da bir süre konaklıyorlardı. Daha sonra da yaylalara çıkıyorlardı. Nemrut Yaylası, Bitlis-Tatvan yolunun kuzeybatısında kalan Duav Yaylası, Van Gölü’nün güneyinde yer alan Kariz-Ava Berxan Yaylaları bunlar arasındaydı.
Göçebe Kürtler yaylalara ulaşmadan önce bir süre Rahva’da da konaklıyorlardı. O zamanlar El-Aman Hanı harabe bir yerdi. Orada çobanlar, göçebe Kürtler zaman zaman sürülerini barındırırlardı.
Göçebe Kürtler konusu çok dikkatimi, ilgimi çekmişti. Terhisten sonra Erzurum’da, Atatürk Üniversitesi’nde, Fen-Edebiyat fakültesinde sosyoloji asistanı olarak göreve başladım. Bu dönemde göçebe Kürtlerle ilgili çalışmaları sürdürdüm. Bu çerçevede 1965-66 yıllarında Bitlis’e, Silvan’a, kışlaklara, yaylalara, yaz aylarında, kış aylarında birçok defa gelip gittim.