Akademisyenleri Yalnız Bırakmayın!

”Barış İçin Akademisyenler İnsiyatifi” adına 1400’e yakın akademisyenin yayınlamış olduğu Bildirge başta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın linç çağrısı ve ardından, savcılıkların, YÖK ve rektörlüklerin karşı harekete geçmeleri, sonrasında da Jitem Usulü kriminal tiplerin açık tehditleriyle Bilim ve akademi’nin varlığı ve özgürlüğü adına tehlikeli ve kritik bir duruma varmış bulunuyor.
Düşünce ve bilgi üretme kabiliyeti dışında elinde başka bir silahı olmayan bilim ve düşünce adamları, üniversite öğretmenleri bugün tarihi bir imtihanla karşı karşıyadırlar.
Onlar ya inşa edilmeye çalışalan ortaçağ iştahlı despotik aptallığa teslim olarak sarayın dalkavukları durumuna gelecek ya da Akademi ve Bilimin hakikati bulmanın vazgeçilmez koşulu olduğundan hareketle, bilimin özerklik ve özgürlük değerlerini şeref ve namuslarıyla savunacaklardır.
Elbet de, gerçek bir akademisyenin yapacağı ikincisidir. Bunun için, bugün Akademisyenler “Kürt Tehlikesi” algısı üzerinden inşa edilmeye çalışılan despotik ortaçağ heveslerinin bir “Yeni Türkiye” değil, karanlık ve çılgın bir rejim oluşturmakta olduğu hakikatini tüm topluma anlatmak zorundadırlar. Ayrıca, Akademisyenlerin ezilmeye çalışılması, bilim adamlarının Saray dalkavuku’na dönüştürülmesi, kamusal alanda farklı seslerin, insani çığlıkların susturulması, toplumun tamamıyla kuşatılmaya çalışılması “Sokağa Çıkma!” uygulamasını bir rejim şekli olarak tüm Türkiye üzerine yayacak bir eğilimi içinde taşıdığını söylemek zorundayız.
Biz Bitlis Düşünce ve Akademik Çalışma Grubu olarak Akademisyenlerin yanındayız. “Barış” maskesi altında yürütülmeye çalışılan totalitarist kutuplaşma konusunda sürekli uyarıda bulunmamıza rağmen, barış, insanlık, dialog, siyaset, bilim ve demokrasinin alternatiflerinin olmadığını savunuyoruz. Savaş, kabile assabiyetinin ölçüsü, Özerk Akademiye sahip çıkmak, sorunların diyalog ahlakı içinde çözülebileceğini savunmak da çağdaş uygarlığın ölçüsüdür.
Bilime karşı tavır alarak geleceği karartmayın, kabile asabiyeti ve despot sultanizmi değil, farklılıkların kendini özgürce ifade etme imkanına dayanan toplumsal aklı esas alın. Hepimiz için iyi bir gelecek yoluna ancak böyle girebiliriz.
Akademisyenleri yalnız bırakmayalım!
Bitlis Düşünce ve Akademik Çalışma Grubu