Sulh Haberleri ve Kürdler

Bu günlerde Kürd kulüpleri şimdiye kadar hissettikleri milli endişelerin, milli heyecanların en büyük ve en derinini duymaktadırlar.

Kamuran Bedirxan

Uzun ve karanlık asırların kara ve yaslı dönemlerinde kederli bir şekilde yaşayan Kürd milleti ile Kurdistan, mesut ve şerefli ömrünü güzel geçirebileceği haber verecek olan düğün nağmelerini bekliyor.

Dört seneden fazla bir zamandan beri devam eden çatışma ve kanı, adalet ve hak, şefkat ve merhametle tedavi etmeye süratle çalışılmaktadır. Herkesin huzur ve saadetini garanti edecek esaslarla, insanlığın vaziyetini, milletlerin hakkını onaylayacaklardır. İki günden beri sulh şartlarını aleme ilan eden ajans telgraflarının her satırı ayrı bir dikkat ve büyük bir itina ile okunmağa layıktır.

Önümüzdeki günlerde bize, Kurdistan’ımızın milli mukadderatı (kaderi) hakkında verilecek kararlardan ne suretle istifade olunacağını göreceğiz.

Azim ve ihlas, iman ve hararetle mütahassıs olan Kürdler, davalarının hak ve adalet esaslarına dayanmasından doğan bir vicdan rahatlığıyla müsterih ve emindirler.

Bu gönül kararlığına engel olabilecek sebepler ortadan kalkmıştır. Kürdler, bütün ihtirasların coştuğu, beşeriyetin faziletinin korunmasına memur olan sağlam aklın, hikmet ve mantığın unutulduğu kara günlerde büyük bir temkinlilik ve ağır bir ciddiyetle hareket ettiler.

Herkesin hakkını muhterem, her şahsın namusunu mukaddes tanıdılar.

Hatta mesela Ermenice diliyle yayın yapan “Joğo Wart” gazetesi Dersim Ermenilerine karşı Kürdler tarafından gösterilmiş olan eser-i insaniyeti şükranla yad ediyor.

Mezkur Dersim vukasında Joğo Wart  gazetesinin verdiği malumata nazaran Kürdler sefil ve sergerdan (perişan)  bir halde bulunan 10.000 Ermeniyi iaşe ve infak ederek Kafkasya’ya kadar sevk ve Ermenistan hükümetine teslim etmişlerdir.

Şu vakayı (olayı) nakletmekten kastedilen hakikatin yüceltilmesidir. Kürdler hür fikirli ve hakperesttirler. Bizzat muteber bir Ermenice gazetesinin içeriği bunu anlatmaktadır.

Kürdlerin mezalime maruz kaldıkları meselesine gelince bunu tekrar etmek bile lüzumsuzdur. Üç-dört gün evvel Şeyhûl İslam Sabri Efendi Hazretleri Kürdlerin öldürülmeğe maruz olduğunu büyük bir tarafsızlıkla tasdik ve beyan etmiştir.

Şu sözlerimizi netice itibariyle üç esasa indirgemek kabildir:

1- *

2- Kürdler, hiçbir unsur hakkında zulmü irtikap etmemişler, bilakis herkes hakkında, fırsatı müsaade ettikçe insanlığı göstermekte geri durmamışlardır.

3- Kürdler zulme maruz kalmışlar, muzdarip ve mükedder (kederli) edilmişlerdir.

Bu esaslardan sonra şöyle bir sual vardır “Acaba Kürdler milli haklarını istihsal (elde) edebilecekler mi?” Bu meseleye cevap vermek pek güç değildir.

Mamafih bu cevabı kardeşlerimiz bizden artık Sulh Konferansı’yla birlikte beklesinler ve bu cevap üstünde şu dakikalarda muhafaza edeceğimiz temkinlilik icrayı tesir edebileceğini asla ihmal eylemesinler.

(Serbestî, numro: 492, s.: 2, 11 Mayıs 1919):

Osmanlıcadan: Cemîl AMEDÎ

* Birinci esas yazılmamış veya unutulmuştur. (ç. n.)