Yakın dönem tarih ve savaş kahramanları anlatımlarında Kara Fatma adı ile karşımıza çıkan bir çok kadın bulunmaktadır. Değişik bölge, mıntıka ve etnisitelere ait olarak gösterilen bu kadınların hepsinin ortak özelliği Kürd olmalarıdır.

Amasyalı Kürd Kara Fatma, Malatya Aladağlı Kürd Kara Fatma, Maraşlı Kürd Kara Fatma, Erzurumlu Kürd Kara Fatma gibi.

Baran Zeydanlıoğlu

Her nekadar Türkiye’deki tarih anlatımlarında bu kadınlarn Kürdlüklerine vurgu yapılmamasına özen gösterilmiş ve gerçekler çarpıtılmışsa da, hem bazı vicdanlı ve objektif yerli yazarların eserlerinde, hem de yabancı kaynak ve arşivlerde bu kadınların Kürd oldukları açık ve olması gerektiği gibi yer almaktadır. Bu kahraman Kürd kadınlarına değinen yabancı kaynaklar hep ’Kurdish Amazon’ tabirini kullanmışlardır. Anlatımlardan bir tanesini konu alan Maraş Sinemilli aşiretinden Fatê Reş’e ait 1854 ve 1887 tarihli İngiliz gazetelerindeki haberleri, daha önce derleyerek çevirmiştim (bkz. Kürd Kara Fatma İstanbul’da (I) ve Kürd Kara Fatma Kasım 1887’de dünya basınında (II)– Bitlisname).

22 Nisan 1854 tarihli The Illustrated London News gazetesi

Kıymetli araştırmacı yazar Mehmet Bayrak, 2002 yılında çıkardığı ’Osmanlı’da Kürt Kadını’ adlı kitabında, ’Fatê Reş’den detaylı bir şekilde bahseder ve onun nasıl zamanla ’Türk kadını’ olarak lanse edildiğine de dikkat çeker. (III)

Peki arşivlerde ’Kara Fatma’ adıyla geçen en eski anlatım ne zamandır?

Bu konuyu, çok değerli diğer bir araştırmacı yazar olan Ayşe Hür bir yazısında ele almıştır. 2009 yılında kaleme aldığı ve 2016’da da Radikal gazetesinde Zeynep Kutluata’nın 2006’daki lisansüstü tezini kaynak olarak gösterdiği bir makalesinde belirttiği gibi, arşivlerdeki en eski Kara Fatma adına 1806 tarihli Trabzon Valisi Tayyar Mahmud Paşa tarafından İstanbul’a yazılmış bir mektupta denk gelinmiştir. Sayın Ayşe Hür şöyle aktarır: ’Mektuptan Kara Fatma adlı bir Kürt aşiret beyinin karısının, 78 kişilik bir çeteye komuta ettiğini ve Amasya Sancağı’nda hırsızlık yaptığını öğreniriz’ (IV)

Yabancı arşiv tarama ve incelemelerim sırasında denk geldiğim başka bir savaşçı Kürd kadın ise Erzurumlu Fatma Seher’dir. Türkiye’deki tarih kitapları ve popüler anlatımlar aracılığıyla bilinen ismi ile Erzurumlu Üsteğmen Fatma Seher Erden.

Erzurumlu Fatma Seher’e ait olan bir fotoğraf

1919 – 1923 arası cereyan etmiş ve Türkiye’nin yakın tarihinde ’Milli Mücadele’ olarak bilinen savaşta görev almış cesur bir Kürd kadınıdır Fatma Seher. Erzurum Aşkale’de dünyaya gelen Fatma Seher, 1912 Balkan Harbi dönemi Edirne’ye yerleşmiş. Bazı kaynaklarda asker olan Vanlı kocasıyla birlikte Edirne’ye yerleştiği, bazı kaynaklarda da kocasının vefatı sonrası Edirne’ye göçtüğü yazılır. Her halükarda Balkan Harbi’nin başlaması ile birlikte Fatma Seher de silah kuşanır ve Yunanlılara karşı olan taburlarda görev alır. Kendi anılarında isminin Kara Fatma olmasının ardında Sivas Kongresi sırasında oraya giderek savaşta görev almak için tanıştığı Atatürk tarafından bu gözü kara kadına ’Kara’ lakabı verildiğidir. Savaşta gösterdiği üstün başarılardan dolayı çeşitli madalyalar alan Erzurumlu Kürd Fatma Seher, 1955 yılında İstanbul’da hayata gözlerini yumar.

Yabancı bir kaynakta denk geldiğim Fatma Seher’e dair görsel ve anlatım, 1920’li yıllarda İzmit Amerikan Hastahanesi’nde görev yapmış Amerikalı misyoner bir hemşirenin anılarını anlattığı bir mektupta geçiyor. Mektubunda Yunan mitolojisine atıfta bulunarak bu mitolojik kahramanların sahip oldukları o sınırsız gücü İzmir’i Türklerden korumada kullanmadıklarını belirterek, mitolojideki Herkül ve Amazonlar’ın kraliçesi Hyppolyta ile savaşçı Amazon Kadınlar’a değiniyor ve akabinde bu tür Amazon Kadınların günümüzde Kürdler arasında var olduklarını yazıyor. Hemşire Esther Pohl bu anlatıma örnek olarak, günümüz Kürd Amazon kadınlarından birinin hastahanelerine yaralı olarak getirildiğini bir görsel kullanarak veriyor. Görseldeki kişi Erzurumlu Kürd Fatma Seher’dir.

Amazon Kraliçesi (Mitolojik)                                                                                 Şimdiki zaman
Üzerinde fişekliği ile Kürd Amazon Kadın
                                                                  Bu keskin nişancı vurularak yaralanmıştı
                                                                                    Ancak hayatını  yanındaki ’Herkül’ü’ kurtarmış ve onu    
İzmit’deki hastahanemize getirmişti.

’Kasım 1922, Midilli’ ibaresiyle kaleme aldığı mektubunda Esther Pohl şöyle yazıyor:

’Benim de ruhumda Amazonluk var, ancak üzgünüm ki; Türkler Ankara’dan İzmir’e kuşatma için geldikleri zaman, Hippolyta ve kuvvetleri sahip oldukları o zehirli gazlar, sihir ve kara büyü yetenekleri ile İzmir’i korumamaktaydılar. Kürdler arasında Amazonlar bulunmakta şu an. Bunlar mücadele aşkı için savaşan kadınlardır. Bunlardan yaralı bir tanesi tedavi olmak için İzmit hastahanemize getirildi. Askeri bir rütbeye sahip olan bu kadının üzerinde modern bir tüfek ile birlikte diğer başka silahlar da bulunuyordu. Yanındaki adam ’Herkül’ ise onun birliğinin cephane ve genel nakliye işlerinden sorumlu birisiydi. Bu kadın bir keskin nişancıydı. Bu Kürd kadın memleketinin Amazon kadını geleneğinin hakkını layıkıyla veriyordu. Bu memleket ki, orada kadının bir yük eşeği ile aynı kategoride yarışmak zorunda bırakıldığı bir ülke’ (V)

Baran Zeydanlıoğlu, 1 Eylül 2019

Kaynaklar

I – 22 Nisan 1854 tarihli The Illustrated London News Gazetesi, Michigan Üniversitesi Dijital arşivi

II – New York Times dijital arşivi

CDNC. UCR. EDU – Daily Alta California dijital arşivi

III – Mehmet Bayrak, Osmanlı’da Kürt Kadını – Jinen Kurd di serdema Osmanide, Kürt Kadını, Özge Yayınları, 2002

IV – Ayşe Hür, Tarihten Kara Fatma Portreleri, Radikal Gazetesi, 06 Mart, 2016

V – Esther Pohle, Lovejoy, Certain Samaritans, Chapter XXII, 1922

Bitlisname.com kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.