Atinalı ünlü filozof ve tarihçi Ksenefon (M.Ö.430-355) Anabasis (sefer) adlı eserinde Kürt köyleri hakkında şunları anlatmış: *Kürd köylerinde, Kürd evlerinin çok güzel olduğunu, bol yiyecek bulunduğunu ve bu evlerde bolca şarap bulduklarını, şarap saklama sarnıçlarının sıvalanmış iyi sarnıçlar olduğunu yazmış.

Yani, Kürdlerin çok modern ve gelişmiş bir toplum olduğunu anlatmış. Med Kalesi Phraaspa Med İmparatorluğun Başkenti Gazaka (Gazaca) idi. Azerbaycanda (Atropatene) 2005 yılı, Nisan ayında, Phraaspa adında Med Kralının kalesi keşfedildi. Phraaspa Kürt dilinde “Çok atlı olan” demektir. Yani çok atı olan Med kralı kastediliyor. Bir ek de şu; o dönemlerde Medler geçimini atlar sayesinde sağlıyordu. Kalenin bulunduğu aynı yerde yoğun bir Kürt nüfusu hala mevcuttur. Strabo ve Kürt Eserleri Ünlü Yunanlı tarihçi, felsefeci ve coğrafyacı Strabon (Latince: Strabo) M.S. 1 yüzyılda “Coğrafya” (Geographika) adlı eserinde Kürtlerin mükemmel mimar olduklarını resmen Kürt kelimesini kullanarak yazmıştır.

Geography Of Strabo, 14. Kitap, s. 161-62 Madde 24: Dicle nehrinin bulunduğun yerlerin Kürtlere ait olduğunu söylüyor. Gordyaei (Gordyaea) bölgesine de değinen Strabon, bu bölgenin antiklerin “Kardukhi” dedikleri aynı yöre olduğuna işaret eder. Strabon, Gordyaei’ye dahil yerleşmeleri Sareisa, Satalca ve Pinaca şeklinde saymakta ve mükemmel yapı ustası ve kuşatma makineleri yapmada uzman olduklarından dolayı ün salmış Gordyaeiler’in bu sebeple Artaxiad hanedanlığının en ünlü kralı olan Tigranes (Tigran II) tarafından hizmete alındıklarını, Gordyaea ülkesinin en büyük ve en iyi parçasının Roma generali Pompey tarafından Tigranes’e verildiğine işaret etmektedir. 24. Maddenin ingilizce metni:Gordyaeans had an exceptional repute as master-builders and as experts in the construction of siege engines. Bugün tarihi Kürdistanda bulunan yapıtların önemli bir kısmıda Kürdler tarafından inşa edilmiştir. Plutarch, Kürt Kralı Zarbienus ve Sarayı Yunanlı tarihçi Plutarch (Mestrius Plutarchus) M.S.1. yüzyılda yaşamıştır. Plutarch, ünlü çalışması “Parelel Yaşamlar” (Bioi paralleloi) adlı eserinde Kürt Kralının Sarayı olduğunu yazmış.

Plutarch/Hayatlar/Lucullus, Bölüm 36: Yunanlı tarihçi Plutarch M.S. 1. yüzyılda, Kürdistan kralı Zarbienus’un Ermenistan kralı Tigranes’in baskısına karşı ittifak için Roma konsolosu Appius Claudius yoluyla Roma generali Lucullusla gizlice irtibata geçtiğini aktarmış. Fakat bu durumdan haberdar olan Tigranes, Kürt Kral Zarbienusu, karısını ve çocuklarını Romalılar Ermenistana girmeden önce suikast düzenleterek öldürtmüş. Plutarch, Kürt Kral Zarbienus’un sarayında çok fazla altın, gümüş ve üç milyon ölçek mısırdan oluşan büyük hazine bulunduğunu yazmış.Plutarch burada resmen Kürt Kralı Zarbienus’un SARAYI olduğunu yazıyor. 2200 yıl önce Kürtler Kral Zarbienus için SARAY inşa etmiş. Sophene Zaza Kürt Krallığı ve Şemşat Kalesi Gelelim Zaza Kürtleri tarafından kurulmuş Sophene Krallığına. Sophene Krallığı bugünkü Elazığ-Dersim bölgesine tekabül ediyordu. Sophene Krallığının başkenti Şemşattı. Kürt dilinde Güneş-Şehir, Baş-şehir anlamına gelir. Kürtçe Şem “Gün/Güneş” demektir. “Şat” ise İrani bir kelime olup şehir kelimesinin en eski şeklidir. Şemşat, Elazığ’ın Palu sınırları içerisinde, Murat ırmağının Güney kıyısındadır. Palu merkez bucağa bağlı Xaraba Köyü’nün Şupani krallığının tarihi başkenti olduğunu aynı yerdeki Şemşat Kalesi mevcuttur.


Günümüzde ismi ‘Örencik’ olarak değiştirilmiştir. Burada Kürtlerin Kalesi olduğu açıkça ıspatlanıyor.

Büyük Diyarbekir Surları Mervani Kürt Devletinin Diyarbakirde (Amed) 1000 yıllarında inşa ettirdiği büyük Diyarbekir Surları Dicle Köprüsü (On Gözlü Köprü) Amed surlarının hemen dışında, Dicle nehri üstünde tarihi bir köprü vardır. Halkın değişiyle “On Gözlü”, kaynaklara göre de “Dicle Köprüsü”. Dicle Köprüsü, Diyarbakır’ın güneyinde eski Silvan yolu üzerinde yer almaktadır. Kesme bazalt taştan on gözlü olarak inşa edilmiştir. Köprünün üzerindeki kitabede Hicri 457 (M.S.1065) tarihinde Mervani Kürt Devleti Hükümdarı Nizamüddevle Nasr’ın zamanında inşa edildiği ve mimarisinin Yusuf oğlu Ubeyd olduğu yazılıdır.

Mahmud al Kurdi Camiisi Kürt Beyi Mahmud Al-Kurdi tarafından 1395 yılında Mısır’ın başkenti Kaire şehrinde inşa ettirilmitir.

Abdaliye Medresesi ve Mem-u-Zin Mir Abdal camii olarak isimlendirilen medrese 1437 yılında Cizre Azizan Beyi Emir Abdullah İbn Abdullah İbn Seyfettin Bohti tarafından yaptırılmıştır. Şair ve yazar Şeyh Ahmed Hani tarafından manzum olarak kaleme alınmış olan aşk hikayesinin kahramanları Mem-u Zin ile bu aşkın engelleyicisi olan Bekir’in türbeleri caminin güney bölümü bodrum katındadır. Mem-u Zin arasında yaşanan aşk, Cizre Azizan Beyliği döneminde 1450 / 1451 (Hicri; 654) tarihlerine rastlar.

Bıyıklı Mehmed Paşa Camii ve Hamamı Diyarbakır’ın ilk valisi Bıyıklı Mehmet Paşa tarafından 1516-1520 yılları arasında yaptırılmıştır. Diyarbakırlı bir Kürt olan Bıyıklı Mehmed Paşa 4 Kasım 1515 tarihinde Diyarbakır Beylerbeyiliğine atanan ilk Osmanlı valisidir. Caminin hamamı maalesef bugüne erişmez. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde bu hamama halkın “Kürtler Hamamı” dediğini belirtiyor. Medresesinden sadece kuzey kanat durmaktadır. Güneyine sonradan Şafıiler (Kürtler Safiidir) bir mescit eklediler. Paşa’nın İç Kale’ye bir Hükümet Binası eklendiğini Çelebi belirtiyor. Cami Diyarbakır’ın kuzeydoğu yönündedir.

Şerefiye Külliyesi ve Cami Şerefhanlar tarafından Bitlis’de inşa ettirilmiş Camii ve Hamamlar mevcuttur. Şerefiye Külliyesi ve Camii : Bitlis Şehir Merkezinde yer alır. Medrese, camii, imaret ve türbe kısımlarından meydana gelmiş bir külliyedir. Kitabesine göre 1529 yılında IV. Şerefhan tarafından yaptırılmıştır. Mimari zenginliği ve özellikle giriş kapısındaki süslemelerle dikkati çekmektedir. İbadet saatleri dışında sürekli ziyarete açıktır.

Han Hamamı: Bitlis merkezinde Şerefhanlar’a ait olan Han Hamamı bu güne kadar varlıklarını koruyabilmişlerdir. Ayrıca kale üzerindeki Han Sarayı Hamamı ile Zeydan mahallesindeki Saray Hamamının ancak kalıntılarına rastlanabilmektedir.

II. Şerefhan Türbesi İhlasiye Medresesi çevresine kümelenmiş yapılardan en güneyde olanıdır. Kitabesi olmayan 15. yüzyılın 2. yarısında yapıldığı tahmin edilen yapı, kübik bir oturmalık üzerinde yükselen sekizgen prizma şeklinde bir gövde ve pramidal külahtan ibaret bir kümbettir. II. Şerefhan’a ait olduğu kabul edilir

Üç Bacılar (Anonim) Türbesi İhlasiye Medresesi çevresine toplanmış yapılardandır. Kitabesi olmayan yapının II. Şerefhan’ın kızlarına ait olduğu söylenir. Kuzey-güney doğrultusunda, dikdörtgen bir plan üzerine ve Bitlis’in tipik taşından yontma bloklarla inşa edilen türbe, ender rastlanan bir tiptedir. Kemerlerinin güzel kavislerinden başka bir mimari tezyinata sahip değildir. 

Hasan Bey Medresesi Hasan Bey Medresesi, Van Hakkari karayolunun Hoşap girişinde kuzeyindeki mezarlık içinde bulunmaktadır. Mahmudi Beylerinden Mirhasan Bey yaptırmıştır. Giriş kapısındaki kitabede 1563 yılında yaptırıldığı yazılmaktadır. 

Gök Meydan (İhlasiye) Medresesi Medrese, Kürt hükümdar Şeref Han Bitlisi tarafından 1586’da yaptırılmıştır. Çağın değerli bilim ve sanat adamlarını bünyesinde yetiştiren bu şaheser üç ana bölümden oluşmaktadır. Medrese, klasik dikdörtgen şekilli, kubbesiz ve düz damlıdır. Son dönemlerde arkeoloji müzesi olarak kullanılmak üzere restore edilmiştir. Bahçesindeki ziyaretgah olarak kullanılan Kürt Şerefhanlara ait Veli Şemsettin, I. Ziyaeddin Han, II.Şerefhan ve Üç Bacılar Türbeleri ile birlikte bir bütünlük arz etmektedir

Belek burcu surları Bir suru siyah, bir suru beyaz taştan yapılma özelliği ile diğer surlardan ayrılan Belek Burcu 1596 yılında Cizre Azizan Beyi Şeref bin Muhammed Bid Hanabdal tarafından büyükdedesi Emir Belek bin Behram adına inşa edilmiş. Abdal Han Sarayı, Kütüphanesi ve Medreseleri 1611 yılında İstanbulda doğan Osmanlı gezgini Evliya Çelebi, Seyahatname’sinde aktardığına göre Kürdistana yaptığı geziler sırasında Bitlis Kürt beyinin sarayını ziyaret edip onunla tanışma fırsatı bulmuş. Bu bey o dönemde bölgenin en güçlü yöneticisi durumunda olan Bitlis Beyi Abdal Han’dır. Evliya, Abdal Han’ın derin bilgisine hayran kalmıştır. Bu çok kültürlü Bitlis beyinden ve onun çok zengin kütüphanesinden bölgenin tarihi ve kültürü üzerine detaylı bilgiler edinme fırsatını da bulmuştur. Evliya, Abdal Han’ı Seyahatname’sinde çok yönlü ve fevkalade yetişmiş, mükemmel bir insan olarak tanımlamıştır. O dönemde Bitlis Beyi Abdal Han’ın medreselerinde görev yapan bilim adamlarına ve sanatçılara değer verdiğini yazan Evliya Çelebi ayrıca bu kişiliklerin Bitlis’te kalmaları için Abdal Han’ın onları yücelttiğini onlara çeşitli değerli hediyeler verdiğini vurgulamıştır. Evliye Çelebi Abdal Han’ın sarayının banyolarının ufak detaylarını dahi kaydetmiş. Sarayın banyolarının çok büyük olduğunu, bütün pencerelerin bronz ve demir kafeslerle kaplandığını ve bahçeye doğru baktıklarını yazmış. Pencere kafeslerinin işlemeli olduğunu ve bunların Pers Hanları tarafından Tebriz’den gönderildiğini kaydetmiş. İşlemeli kabartmaların siyah kehribarla donatıldığını da yazmış. 

Hoşap Kalesi Van şehrinin güneydoğusundaki Hosap (Xoşap) kalesi iç kale giriş kapısı üzerindeki kitabesine göre Mahmudi Aşiretinden Kürt Beyi Sarı Süleyman Bey tarafindan H.1052 (1643) tarihinde inşa ettirilmiştir. Hoşap Kürtçe bir kelime olup “hoş su” veya “güzelsu” demektir. Giriş kapısının ve burçların ihtişamı ile ortaçağ şatolarına benzemektedir. Süleyman Bey tarafından “Kartal Yuvası Kayalıkları” adı verilen bir tepe üzerinde inşa ettirilmiştir. Kuzeyde ve batıda olmak üzere iki kapısı vardır. Asıl kalenin içinde 365 oda, iki cami, üç hamam, medreseler, çeşmeler, kuyular, ambarlar, saat kulesi, kuleler, fırınlar, su sarnıcı ve zindanlar bulunmaktadır. Van, Güzelsu, Hoşap Kalesi
     

Bersenki (İdrisiye) Medresesi Zeydan Mahallesinin Kat Semtinde yer almıştır. Kitabesine göre 1664-65 yıllarında Abdal Han tarafından yaptırılmıştır.

Hoşap Köprüsü Hoşap’ın merkezine Van-Hakkari karayolunun kuzeyinde, aynı aı taşıyan akarsu üzerinde bulunmaktadır. 1671 yılında Hoşap Emiri Evliya Bey tarafından yapıldığı bilinmektedir. Kuzey ve güney doğrultusunda kurulan köprü 32 m uzunluğunda 6.30 m genişliğinde ve 5 m yüksekliğindedir. 

İshakpaşa Sarayı Osmanlı Valisi olan Kürt Beyi İshak Paşa tarafından yaptırılmıştır. Çıldır oğullarından II. İshak Paşa ile Çolak Abdi Paşa’ca 1685′te yaptırılan saraya, 1784′te son şekil verilmiştir. İstanbul Topkapı Sarayı’ndan sonra son devirde yapılmış sarayların en ünlüsüdür. İshak Paşa Sarayı şu mimari bölümlerden meydana gelir: 1- Dış cephe 2- Birinci ve ikinci avlu 3- Selamlık dairesi 4- Cami binası 5- Aşevi (Darüzziyafe) 6- Hamam 7- Harem dairesi odaları 8- Merasim ve eğlence salonu 9- Takkapılar 10- Cephanelik ve erzak odaları 11- Türbe binası 12- Fırın 13-

Zindan 14- Bahçe 15- Mahkeme avlusu  Saray bölümü iki kattan oluşmaktadır. 366 oda da bu iki kat içinde yer almaktadır. Ağrı, Doğubeyazıt, İshakpaşa Sarayı

Dipnot: Agir kelimesi Kürtçedir ve “Ateş” demektir. Yani Kürtler Ağrı dağının binlerce yıl evvel yanardağ olmasından dolayı buraya “Agir” adını vermiş. Agrının diğer adı olan Ararat adı ise Kürtçe de “ateşin akarak geldiği yer” manasındadır.

Sıbyan Mektebi İdris-i Bitlisi tarafından 250 yıl önce Sıbyan Mektebi inşa ettirilmiş. Büyük Seyyah Evliya Çelebi, muazzam eseri olan seyahatnamede Bitlis’teki eğitimle ilgili olarak şunları yazmaktadır. “Başta Şerefiye, Hüsrevpaşa, Hacıbegiye Medreseleri olmak üzere birçok medrese camii bulunmaktadır.