1850 sonrası Bitlis ve civarından geçmiş bazı seyyahların anlatımları ile birlikte yayımlanmış bir gravürün altında Fransızca olarak ’guerrier Kurde de Zorq’, yani ’Zorqlu Kürd savaşçı’ açıklaması vardır.

Kimdi bu Zorqlu Kürd savaşçı? Zorq’un günümüzdeki yerleşim yeri karşılığı neresiydi? Neden seyyahlar oradaki Kürdlere ve o şehre değinmek zorunda kalmışlardı?

Zorqlu Kürd Savaşçı gravürü

Baran Zeydanlıoğlu

Bitlis’e uğrayan seyyah, misyoner, asker, gezgin ve araştırmacıların yayımlarında kullandıkları bu ’Zorqlu Kürd savaşçı’ gravürünün altında,  ’J. Laurens’ adlı bir ressama ait olduğu açıklaması da bulunur. Bu detaydan yola çıkarak o ressamın Fransız Jules Laurens’den başka kimse olamayacağı aşikardır. Zira daha önce Laurens ve onunla birlikte Bitlis’i 1847 Ekim’inde ziyaret eden X. Hommaire De Hell üzerine, ’1847 tarihli Bitlis Kalesi gravürü’ adlı bir yazı kaleme almıştım. Laurens ve De Hell’in anılarının yayımlandığı bir eserde, seyyahların Bitlis’ten geçerken Zorq diye bir yerden de bahs ettiklerini ve hatta Zorq’daki harabe halinde olan bir kervansaray önünde iki Zorqlu Kürd Beyi ile karşılaştıklarını yazdıklarını da görürüz.

Denk geldikleri bu Kürdlerin giyim ve kuşamlarından çok etkilendiklerini ve üzerlerindeki o şatafatlı kıyafetlerin inanılmaz olduğundan da bahseden Laurens ve De Hell, başlarında otuz adet rengarenk turban ile sarılmış başlıkları ile bu Kürdlerin seyyahların önünde birer model gibi durduklarını da yazar.

1810’da Bitlis’ten geçen seyyah Kinneir, ’Sokor Zok’ diye adlandırdığı bir yerleşim yerinin Diyarbekir ve Bitlis arasında, altı binlik nüfusu ile bir tepede konumlanmış olduğunu yazar. Seyyah ayrıca ’Sokor Zok’un güneyinde Siirt’in yer aldığını belirterek, Zork’un hem Bitlis’e hem de Diyarbekir’e eşit mesafede bulunduğunu da aktarır.

1861-63 yılları arası İngiltere’nin Diyarbekir konsolosluğunu yapmış olan Taylor, beş günlüğüne Bitlis’te bulunduğunu belirttikten sonra, güzergah anlatımlarında Hazo ve Zok isimlerini de telaffuz eder. Ayrıca Garzan Beyleri’nin de Zorq’ta ikamet ettiklerini eski kaynaklardan zaten biliyoruz.

1917 tarihli başka bir kaynak olan ’Mezopotamya Elkitabı’ adlı İngilizce bir yayımda, Zorq hakkında şu bilgilere rastlıyoruz:
Zokh, diğer adıyla Garzan, 100 Kürd hanesinden oluşan ve içinde Garzan kazası kaymakamının ikametgahını da barındıran bir köy. Hazo Su’yu ve vadisini yukarıdan gören bir tepede konumlanmıştır. Bu tepede zamanında çok güçlü bir Kürd Beyi’ne ait olan kalenin harabeleri bulunmaktadır’.

1655 yılında Bitlis’e uğrayan ünlü seyyah Evliya Çelebi de Zorq’dan bahs eder. Tüm gezilerini topladığı Seyahatname’sinde ’Zov’ adını zikr eder Evliya ve Karakoyunlular’dan Kara Yusuf’a bağlı Zov kabilesinin orada bulunmuş olmasından dolayı Zov denildiğini, ancak oranın Hazzo olduğunu yazar. ’Evsâf-ı şehr-i Zov ya‘n-i kal‘a-i Hazzov’ başlığı altında Zorq beyleri ve Zorq hakkında epeyi detaylı bilgi de aktarır Çelebi. Misafiri olduğu Bitlis’in Kürd hükümdarı Abdal Han dönemini, şehrini ve çevresini anlatan Çelebi, Zorq hakkında şunları yazar:
’…..nursuz Timur Meyafarikin (Silvan) Kalesini yıkmaya gelirken bu Hazzo’yu da harap etti. Ancak Bitlis Hanı Abdal Han’ın atası Sultan (…) (…) kaleyi imar edip mutassarrıf oldu. Sipah kethudayeri, yeniçeri serdarı, kale dizdarı, müftüsü ve nakibi yoktur. Buranın bütün yönetimi hakiminin elindedir, zira amansız Kürd bölgesidir burası. Kale Zov Dağı eteğinde bir sarp kaya üzerinde olup büyüklüğü 1 600 adımdır. Kale içinde 150 adet hane vardır, ama kalenin yarısını, hakimi olan Murtaza Bey’in sarayı tutmuştur, ki kat kat odalarla donanmış bir saraydır. Bu hakim Murtaza Bey, Bitlis Hanı olan Abdal Han’ın damadıdır, ki sarayında bir gece konuk olup sohbet şerefiyle şereflendik’.

Hazo Kalesi’ni ve özelliklerini anlatan Çelebi, daha sonra Hazo şehrini de şu cümlelerle paylaşıyor: ’Genişçe bir zeminde bin adet haneli henüz mamur olmada, tamamı toprak ile örtülü mamur evlerdir. Çarşısı içinde cami, Şerefhan medresesi ve bir küçük kilise hamamı var ve 300 adet küçük de dükkan mevcut. Murtaza Bey tarafından yaptırılmış bir de han bulunur ki kale gibidir. Gayet namaz kılan, Şafii mezhebinde inançlı ve dindar salih adamları vardır buranın’.

Bitlis’in Kürd hükümdarı da olan dünyaca ünlü Şerefxanê Bedlis-i de 1597 yılında kaleme aldığı Şerefname’de Hazo’ya uzun uzun değinmiş ve tüm detayları ’Hazzo Hükümdarları diye tanınan Sason Hükümdarları hakkındadır’ başlığı ile eserinin ’Üçüncü Bölüm’ünde Hazo Beylerinin Bitlis Rojkan hükümdarlarının amca çocukları olduklarını belirtir. Şerefxan’ın eşinin mezarının da Hazo’da olduğu bilinmektedir.

1880’lere ait bir Hazzolu Kürdler gravürü. ‘Hazon Kürdleri’ ibaresi yanlış olup gravür orijinal bir fotoğraf sonrası çizilmiştir. Fotoğrafın ‘Kurdes de Hazou’ açıklaması ile daha öncesinde Fransız mecmualarında yayımlanmış görseli de mevcuttur.

Günümüz Hazzo yerleşim yerinin adı, 1938 tarihinde ’Kozluk’ olarak değiştirilmiştir. Zorq mıntıkası ayrıca şimdiki Kurtalan’ın Yanarsu bucağını da kapsamaktaydı, ki halen aynı isimle zikr edilen bir yer varolmakla beraber, tarihi ana üs konusunda itilaflar mevcuttur. ‘Kozluk mu Kurtalan’ mı? diye. Yada ‘Hazzo mu Garzan mı’ diye. Bitlis şehrine yaklaşık 80 kilometre uzaklıkta olan bu çok eski ve tarihi yerleşim yerinin geçmişi, arkeologlara göre 10 bin yıl öncesine kadar gitmektedir. Hazo veya Hezo olarak da bilinen bu mıntıkanın çeşitli medeniyet ve yönetimlerin saldırıları ve hakimiyetlerine sahne olduğu da bilinmektedir. Mesela Orta Asur Dönemi olan Milattan Önce 1114 – 1076 yıllarında yaşamış olan kral I. Tiglath Pileser, Azu Dağı ve çevresine hükm eden KURTIE (Qurti) adlı bir kavimle savaşmıştır, ki bu anlatım taştan bir zafer tabletine de aynı ifadelerle kazınmıştır.

Bir zamanlar sokaklarında büyük bir endam, asalet ve ihtişam ile, şatafatlı ve rengarenk kıyafetler içerisinde yürünürmüş Zorq’da, yani Garzan’da, yani Hazzo’da.

Kalesinden ve ihtişamından geriye sadece harabelerin kaldığı Hezo ve Garzan’da.

Not: 1800’lere ait bazı kaynaklarda Hazo’nun ayrı Zorq’un ise (Garzan adı ile) ayrı iki yerleşim yeri oldukları, ancak birbirlerine çok yakın olduklarından tek bir yerleşim yeri olarak ele alındıkları ibareleri de mevcuttur. Bazı haritalarda Hazo Zorq adı ile gösterilirken, bazılarında ise Zorq’u Hazo yerleşim yerinin hemen güneyinde konumlandırmışlar. Yukarıdaki 1898 yılına ait bir haritada Zorq ve Hazo net bir şekilde iki ayrı yer olarak görülmektedir.

Baran Zeydanlıoğlu

Kaynaklar
Şerefname, M Emîn Bozarslan, 1971
Evliya Çelebi Seyahatnamesi, YKY, 2011
Voyage en Turquie et en Perse, J. Laurens. X. De Hell, 1856
Notices of the Eastern and Western Tigris, J. G. Taylor, 1865
A Journey through Asia Minor, J. M. Kinneir, 1818