“JİN”Dergisi’nin 25’inci sayısında (1919), Rojkan ileri gelenlerinden biri olan Mehmed Ağayi Kelhokî (Mihemed Axayê Kelhokî) üzerine bir yazı çıkmıştır. Yazının sonunda “devamı var” denilmiştir; ancak, XX. yüzyılın başlarında çıkan bu Kürt Dergisi, tam da bu sayıdan sonra yasaklanmıştır. Yazının devamı da, ne yazık ki, yayınlanmamıştır. Mihemed Axayê Kelhokî üzerine yazının Jin’de yayınlanan birinci bölümü, daha ziyade Rojkan Beyliği hakkında bilgi verirken, Kelhokî hakkında anlatılacak olanlar yayınlanmayan bölümlerde kalmıştır.

MİHEMED AXAYÊ KELHOKÎ

HÊVÎ’NİN İNANÇLI GENÇLERİNE

Mihemed Axayê Kelhokî, Kürd tarihinde pek dikkate değer bir kişiliktir.(1) “Bitlis Hanlığı”nın yücelmesi ve yazgısının çevresinde yetişmiş bir zat olduğu için, O’nun başından geçenleri anlatmadan önce, adı geçen Hanlık hakkında biraz açıklama yapmak yararlı olacaktır. Bitlis Hanlığını kuran ve örgütleyen, Büyük “Rojkan” aşiretidir. Çeşitli söylentiler arasında en doğru ve en uygun bir söylentiye göre, Rojkanlılar, Botan adlı aşiret ile birlikte Baban aşiretinden ayrılarak kuzeye yönelmişlerdir. [*]

Gerçekte, Müslümanlığı kabul etmekle tarihsel yüzü az-çok belirlenmeye başlayan Kürd ulusu, Arapların yıldızının sönmesinden sonra sultanlık, hükümdarlık, beylik, hanlık… biçimlerinde birçok tarihsel kurumlar meydana getirmiş ve böylece eski dönemlerden beri süregelen tarihsel yaşamına birçok serüvenler kaydetmişse de,[*] adı geçen üç aşiretin çevresinde olup bitenler, ulusal ve şerefli olması dolayısıyle daha değerlidir. Her üç aşiret de, az-çok farklada tarihsel bir akrabalık ve benzerlik gösterirler. Denilebilir ki Baban ülkesinde paşalar, Botan’da emirler, Rojkan’da da ağalar, olaylarda değişik ve fakat temelde bir olan tarihsel bir yaşam yaşamışlardır.

Bunlardan Rojkanlılar, daha önce kaydedildiği gibi, kurumları ve güzel eserleri, bilim ve kültüre hizmetleri, Kürdistan’ın genel yazgısına etki yapması bakımından tarihsel önem ve değeri aşikar bulunan Bitlis Hanlığının kurucularıdır.

Adları tarih sayfalarında[*] yazılı olduğu gibi, söz konusu olan topluluk, on iki kabileden oluşuyordu. Bugünkü durumda, bu on iki kabilenin kalıntıları olarak yalnız Bitlis kasabasına göç etmiş olup da orada yaşayanlar ile Motki ve Xwêt yöreleri halkı bulunmaktadır.

Söz konusu olan topluluk, ağalarının yönetimi altında, “WelatêRojkan”(2) denilen geniş bir toprak üzerinde egemen idiler. Aşiret, ağlarının kararlı ve yetenekli ellerinde, gittikçe nüfuz, servet ve önem kazanmakta idi. Çevrelerine, zamanlarına ve benzerlerine göre yaşamak ve mücadele etmek için her türlü mükemmel araç-gereçlere sahip idiler. Verimli bir toprak üzerinde verimli bir ırkın çocukları… Sağlam ve güçlü karakterler, sağlam ve dayanıklı pazular… Tarımdan ve hayvancılıktan elde edilen genel bir bolluk ve dirlik… Bolluk içinde yaşayan ailelerin çoğalan soyları… Hepsi mevcuttu. Yalnız bir şey eksikti, bir ihtiyacın eksikliği vardı. O da, aşiret örgütü üzerinde hükümet örgütüydü.

(1) Buradaki “kişilik” sözcüğü “sima” sözcüğünün karşılığı olarak kullanılmıştır. (*Şerefname) (2) WelatêRojkan: Rojkan ülkesi, Rojkan vatanı. (*Şerefname).

Gerçekte bu eksikliği ve bu ihtiyacı, aşiretin önde gelenleri anlamıyor değildi. Bir gün ağalardan ve ileri gelenlerden oluşan ve Xwet’in Tap köyünde yapılan bir özel toplantıda bu sorun söz konusu edilmişti. Tap köyü aslında aşiretin yönetim merkezi idi. Ağalar ve seçkin duruma gelmiş olanlar orada oturuyorlardı. Ağaların oturup danışma toplantıları yaptıkları beyaz mermer havuz ile “rewaq” denilen salonlar, günümüzde de Tap köyünde varlıklarını korumaktadır.

Yapılan böyle bir toplantıda, Rojkanlıların şerefini yüceltecek bir prensin gerekliliği ve varlığı konusunda görüş birliğine varılmış ve eski tarihsel ve ırksal ilişkiler göz önüne alınmış olacak ki, İran Kisralarından(3) Nuşirevan ailesine mensup olup Ahlat’ta yaşamayı yeğlemiş olan prensiere başvurulmasına karar verilmiştir. Prenslerden Ziyaeddin ve başka bir kardeşi, yapılan başvuruyu sevinerek kabul etmişler ve Ziyaeddin Bitlis, kardeşi de Xerzan beyliklerine onur vermişlerdir.[*] Hükümet merkezi durumuna getirilen Bitlis, “Darul hukumeta Rojki” adıyla adlandırılmıştır.(4)

Bitlis Hanlığı böylece kurulduğu gibi, hanedanlık da Ziyaeddin ailesine özgü kalmıştır. Adı geçen Hanlık, on yüzyıla yakın bir zaman devam ederek, Bitlis’i Kürdlüğün türlü türlü tarihsel anılarıyle dolu bir kent durumunda biçimlendirmiş ve Kürd kültürünü özel bir gelişme düzeyine ulaştırmıştır. Gerçekten de Rojkanlıların bu başvurusu ve Ziyaeddin Han’ın Bitlis’te bırakılması, büyük bir tarihsel isabet olarak ortaya çıkmış ve az zaman içinde aşiretin ileri gelenleri arasında derin bir sevgi ve bağlılık ilişkisi kurulmuştur. Ayrıca Hanlık da, gerek Kürdistan’da ve gerekse Kürdistan dışında kurulmuş olan benzerlerinden üstün bir kültür ve şeref anısı bırakmıştır.

Aşiret ile Han ailesi arasındaki sevgi ve bağlılığa, söz konusu ettiğimiz Kelhoki Mihemed Axa’nın geçmiş olan yaşamı parlak bir örnektir.

Hanlığın kültür ve şeref anılarına ise, bugün bile kalıntılarına Bitlis ve dolaylarında yer yer rastlanılan ve yerel mimarlık tarzıyle yapılmış olan camiler, medreseler, hanlar, kervansaraylar, köprüler, türbeler, mezarlıklar, hamamlar … sağlam birer tanık oldukları gibi, o zamanın gezginleri, tarihçileri ve Hanlığın son zamanlarına yetişmiş olan yaşlılar bile, Hanlığın bıraktığı uygarlık eserlerini iyilikle ve takdirle ana ana bitiremiyorlar.

(3) 1503 Ekasire-i İraniye: “Kisra” ya da “Kesra” unvanıyla anılan Sasani hükümdarları. (*) Şerefname. (4) Darulhukumeta Rojki: Rojkan Hükümet Merkezi.

Bitlisname.com